BÖLÜM 5
GELECEK
Platform kapitalizmine ve gig ekonomisine karşı arayışlar:
Platform ve açık kooperatiflerin kamu ile işbirliği

Bir borçlandırma, güvencesizleştirme ve dijital taylorizm üzerinden yeniden proleterleştirme modeli olan gig ekonomisi ve platform kapitalizmi günden güne etkisini hayatın her anında etkisini arttırırken, alternatif-karşıt örgütlenmeler ve politika önerileri de eş zamanlı olarak, bu harekete karşı bir direnç olarak gelişmekte. Platform kooperatifleri ve açık kooperatifler, bu karşı çıkışın en önemli örnekleri arasında yer alıyor. Bu yazı, platform kapitalizminin ve gig ekonomisinin alternatif geleceklerini, platform kooperatifleri, açık kooperatifler ve bunların kamu politikaları ile nasıl etkin çalışabileceklerini tartışmaktadır. Keza bu tartışma bize hem gig ekonomisine karşı alternatif çözümler üzerinde düşünmemize hem de platform teknolojisini, kooperatifler ve kamucu politikalar üzerinden politik bir araca dönüştürmede zihin açıcı olacaktır.

Platform kooperativizmi, platform kapitalizminin kapitalist çerçevesine alternatif bir seçenek sunarak demokratik prensipleri ve adilliği vurgular. Örgütlenme biçimi, işçi ve üretici kooperativizmi geleneğinden ve dijital emek platformlarından ilham alır (Scholz et al., 2021). Platform kooperatifleri, sadece iş yapma şeklini değiştirmekle kalmayıp, aynı zamanda demokratik değerleri benimseyerek, yerel kalkınmaya da katkı sunmayı amaçlar. Platformların mülkiyeti, sendikalar, belediyeler, üreticilere ve işçilere, aynı anda ait olabilir. Bu şekilde platform kooperatifleri, çok paydaşlı kooperatifler olarak da hareket edebilir. Platform Kooperativizmi Konsorsiyumu’na göre,  34’ten fazla ülkede 500’den fazla platform kooperatifi projesi olduğu bilimektedir. (Platform Cooperatives in Costa Rica, 2023, https://platform.coop/blog/platform-cooperatives-in-costa-rica).

Platform kooperatifleri, tıpkı platform şirketleri gibi parça başına yapılan dijital lisans, taşımacılık ve ulaşım gibi işlerde komisyon alarak gelir elde eder. Kapitalist şirketlerden farklı olarak, elde edilen kâr, mülkiyet ortakları tarafından bölüşülür. Kooperatifler olarak, karar verme süreçleri demokratik bir şekilde uygulanır. Kooperatiflerin yatırım, istihdam gibi kararları bizzat üreticiler ve paydaşlar tarafından alınır. Bazı platform kooperatiflerini incelemek, kooperatiflerin nasıl işlediğini anlamamıza yardımcı olacaktır.

fairbnb.coop

Turizmden tarıma ve bakım işlerine kadar, platform kooperatifleri kapitalist platform şirketlerinin faaliyet gösterdiği her alanda faaliyet göstermektedir. Bu kooperatiflerden bir tanesi Fairbnb’dir. Fairbnb, konaklama ve turizm hizmetleri sunmakla bilinen bir platform kooperatifidir. Fairbnb, çok paydaşlı bir kooperatif olarak Airbnb’nin platform kooperatif versiyonudur. İlk olarak Venedik, Amsterdam ve Bologna’da ortaya çıkan, ancak şu anda Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya’da faaliyet gösteren kooperatifin merkezi, İtalya’nın Bologna şehrinde bulunmaktadır. Fairbnb çok paydaşlı bir kooperatif olmasına rağmen (çalışanlar, koopeatif elçileri, ev sahipleri, misafirler, yatırımcılar ve kamu kurumları) karar alma süreçleri çalışanlar ve yatırımcılar tarafından yürütülür. (Vidal, 2022, s.34). Fairbnb’nin müşterilerden aldığı yüzde on beşlik komisyon ücreti yarı yarıya bölünür. Bir yarısı topluluk projelerine, diğer yarısı platformda paydaşlar arasında dağıtılır.

grownby.app

Başka bir platform kooperatifi, Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren çiftçilerin mülkiyetine ortak olarak sahip olduğu Farm Generations Cooperative’in GrownBy adlı uygulamasıdır. Uygulama, alıcıları kooperatifin çiftçi üyeleriyle eşleştirerek yerel gıda için bir pazar sağlar. GrownBy uygulamasını satış için kullanan çiftçiler, şirketin kâr payına sahip olma hakkını satın alabilirler. Çiftçi üyeler, yönetim kurulu için çiftçi temsilcilerini seçmek de dahil olmak üzere önemli şirket kararlarına katılırlar (Shute, 2020).

coopcycle.org

New York Taksi Kooperatifi, New York şehrinde faaliyet gösteren bir başka platform kooperatifidir. Rakipleri Uber ve Lyft’in aksine, kâr sürücüler ve diğer kooperatif çalışanları arasında dağıtılır ve platform çalışanları kooperatifi demokratik olarak yönetir. Platform kooperatifleri küresel bir federasyon olarak da faaliyet göstermektedir. CoopCycle, birçok ülkedeki bisikletli teslimat kooperatiflerini bir araya getiren bir kooperatif federasyonudur. Platform, her kooperatife özerklik tanıyan merkezi olmayan bir yaklaşım sunar ve yereldeki kooperatiflere dijital altyapı sağlayarak bilgi paylaşımını ve kaynak birikimini kolaylaştırır. Platformun yazılımı, kooperatiflere teslimatları yönetme, müşterilere e-ticaret çözümleri sunma ve ödemeleri güvenli bir şekilde izleme hizmeti sağlar. Özellikle, CoopCycle yazılımının Copyleft lisansı[1], bir kooperatif modelini ve değişikliklerin kamuya açıklanmasını zorunlu kılar (Kasparian, 2022). Ülkemizdeki Patronsuz Kuryeler de bu tarz kooperatiflere güzel bir örnek oluşturmaktadır (Olcan, 2023).

Açık kooperatifler

Açık kooperativizm, geleneksel ve platform kooperatiflerinin karşılaştığı sermayeye ve kaynaklara sınırlı erişim gibi problemlere de çözümler üretmeye amaçlar.

Platform kooperatifçiliği dışında, başka bir ilgili hareket, anti-platform kapitalist bir model yaratan açık kooperatifçilik hareketidir. Bu model, açık kaynak hareketinin değerleriyle kooperatif mülkiyeti ve yönetim prensiplerini birleştiren açık kooperativizm olarak adlandırılır (Bauwens & Kostakis, 2014; Bauwens, 2014). Açık kooperativizmin çerçevesi, çok paydaşlı kooperatifleri, sivil toplum kuruluşları, küresel toplumsal hareketler ve taban hareketleri ile birleştirerek dayanışma ekonomisini, politik ve ekonomik olarak daha ilerici bir alana taşımayı amaçlar. Açık kooperatifler, platform kooperatifleri ile dijital müşterek tabanlar üzerinden bir bağlantı kurmayı da amaçlar (Papadimitropoulos & Malamidis, 2023).

Açık kooperativizm, geleneksel ve platform kooperatiflerinin karşılaştığı sermayeye ve kaynaklara sınırlı erişim gibi problemlere de çözümler üretmeye amaçlar. Açık kooperativizmin sermaye ve kaynak sorunlarına sunduğu çözümlerden biri, Design Global, Manufacture Local (DG/ML) (Küresel olarak Tasarla, Yerelde Üret) modelidir. DG-ML modeli, açık kooperativizmde temel bir rol oynamakla birlikte dijital kaynakların (bilgi, tasarım ve yazılımın küresel üretimi) küresel olarak bolluk içinde olduğu ve sınırsızca kullanbileceğini vurgularken, donanımsal kaynakların (bilgisayarlar ve makineler) yerelde kıt olduğunu, fakat yaratılan açık kaynaklarla birlikte yerelde yapılacak mikro üretimin bu sorunu aşabileceği ifade edilir. Örnek verecek olursak, yereldeki bir tarım kooperatifi, açık kooperatifler tarafından üretilen tasarımları ücretsizce kullanıp, kendi ihtiyaçlarına göre bir makine üretebilir. Bu üretim yine yerelde kurulan, yenilebilir enerji kaynakları ile çalışıp, açık kaynaklı yazılım/donanım kullanan mikro-fabrikalarda yapılabilir (Bauwen & Kostakis, 2016a; 2016b).

Açık kooperatifler de ortak üretimlerinin ürünlerini tıpkı, Copyleft lisanslarda olduğu gibi lisanslayıp, bu lisansları kapitalist kurumlara kiralayarak ekonomik varlıklarını sürdürürler. Açık kooperatiflere verilebilecek örnekler ise çeşitli sosyal girişimlerden oluşan bir ağ olan Enspiral, açık kaynaklı, etik ve çok paydaşlı bir çevrimiçi pazar olan Fairmondo ve Sensorica verilebilir.

Platform kooperatiflerinin geleceği ve kamu ile işbirliği

Kamu-kooperatif işbirlikliğine devletin, demokratik katılım süreçlerine müdahalesi ve devlete potansiyel mali bağımlılık gibi konulardaki endişelerden kaynaklı eleştiriler mevcuttur.

Platform kooperatiflerinin egemen platform kapitalist devlerle başa çıkması, rekabet etmesi ve büyümesi günümüz şartları içerisinde bir hayli zordur (Bauwen & Kostakis, 2016a; 2016b). Keza milyarlarca dolar fona kolayca ulaşabilen şirketlerle, kooperatiflerin rekabet etme şansları bir hayli küçüktür. Tam da bu noktada, hem kooperariflerin yaşadıkları bu zorlukları aşmada ve çok daha adil ve demokratik bir platform ekonomisinin kurulumu noktasında kamu ile kooperatifler arasında kurulan ortaklıklar, hem platform ve açık kooperatiflerin başarısı hem de yeni bir kamu politikası uygulamada kilit rolde olabilir (Scholz et al., 2021).

Bu ortaklıklar, çok paydaşlı kooperatifler ve belediye gibi yerel düzeylerdeki işbirliklerinde gerçekleşebilir. Ayrıca, bu kooperatif-kamu ilişkisinin küresel ölçekte radikal belediyecilik ve lonca sosyalizmi yoluyla genişletilmesine dair öneriler de dikkat çekmektedir (Milburn & Russell, 2020; Muldoon, 2022). Kamu-kooperatif işbirlikliğine, devletin, demokratik katılım süreçlerine müdahalesi ve devlete potansiyel mali bağımlılık gibi konulardaki endişelerden kaynaklı eleştiriler de mevcuttur (Bauwens & Kostakis, 2016b; Kasparian, 2022). Yine de kamu-kooperatif işbirliğine dayalı modeller, hem teorik hem de pratik açıdan, kapitalist platform şirketlerinin ucuz emek ve ağır sömürüye dayalı modeline karşı önemli bir alternatif oluşturmaktadır.

Consegne Etiche (Etik Teslimat), Bologna merkezli bir İtalyan çok paydaşlı platform kooperatifi olarak, bir kamu-platform kooperatif ortaklığının örneğini sunmaktadır. Bologna Belediyesi ve Kent İnovasyon Vakfı (Fondazione Innovazione Urbana)[2] ile işbirliği yaparak, yereldeki esnaf, kooperatifler, kuryeler, öğrenci organizasyonları, kent planlamacıları ve gönüllü gruplar gibi bir çok paydaşla görüşmeler yapıp, kapsamlı bir destek ağı kurmuşlardır. Bu, Consegne Etiche’nin oluşturulmasına yol açmıştır; işçi güvenliği, itibar, işçi hakları ve sigorta konularına öncelik veren adil ücretli ev teslimat hizmetleri sunan bir platform kooperatifidir. Teslimatların ötesinde, Consegne Etiche, halk kütüphanesi ile ev kitap teslimatı ve Fırıncılar Birliği ile sabah ekmek dağıtımı gibi alanlarda işbirliği yapmaktadır. Ayrıca, bisikletli kuryeler aracılığıyla da çevresel sorumlulukları teşvik etmektedirler (Scholz et al., 2021, s.38).  Consegne Etiche, platform kooperatifleri ile kamunun, ihtiyaçları ve çalışanları önceleyen bir şekilde, yerel ve merkezi planlama şeklinde uygulandığında başarılı olabileceğini gösteren bir örnektir.

Consegne Etiche gibi örnekler Barselona’dan Tayland’a ve Latin Amerika’ya kadar bir çok yerde görülmektedir. Consegne Etiche’yi ise diğerlerinden farklı kılan noktası ile Bologna şehrinin ekonomisinin kooperatifler üzerine kurulu olması ve teknolojik yatırımların da kooperatif odaklı olmasıdır. Dolayısıyla, şehrin kurumlarını, halkını ve üniversitesini içine bu alan işbirliği, ekonomik bir işbirliğinden ziyade sosyal ve politik bir işbirliğini işaret eder.

Platform sosyalizmi, limitler ve yeni bakış açısı

Platform teknolojileri, kapitalist şirketlerin mülkiyetinde güvencesizlik, uzun çalışma saatleri ve düşük ücretler sunarken, platform/açık kooperatifler ve kamu-kooperatif işbirliği altında ise demokratik, eşitlikçi ve ihtiyaçlara çok hızlı cevap verebilen politik ekonomik bir araca dönüşebiliyor.

Muldoon (2022)’nin önerdiği ve teorize ettiği platform sosyalizmi Marksist olmayan bir sosyalist akım olan lonca sosyalizmine dayanır. Muldoon’da sunduğu platform sosyalizm önerisinde platform kooperatifleri ile yerel hükümetlerin ve belediyelerin demokratik konfederasyonlardan ileri gidememektir. Hatta, platform kooperatifleri ve platfrom işçileri arasındaki uluslararası dayanışmayı enternasyonel bir örgütlenmeden ziyade, Birleşmiş Milletler dahilinde arayacak kadar önerisinin politik gücünü zayıflatıyor. Platform kapitalizmin ulusal ve uluslararası büyüme stratejisine karşı alternatif politika ve önerilerin bu kadar yerele sıkıştırılması, bu tarz önerilerin teorik olarak dahi yetersiz kalmasıyla sonuçlanıyor. Dolayısıyla, iyi niyetle başlayan, fakat ekonomi politik perspektifinden bakıldığında, bir hayli yetersiz kalan sosyalizm önerilerinden daha ileri giden öneri ve tezlerin de ihtiyacını burada görebiliyoruz.

Platform teknolojileri, kapitalist şirketlerin mülkiyetinde güvencesizlik, uzun çalışma saatleri ve düşük ücretler sunarken, platform/açık kooperatifler ve kamu-kooperatif işbirliği altında ise demokratik, eşitlikçi ve ihtiyaçlara çok hızlı cevap verebilen politik ekonomik bir araca dönüşebiliyor. Platform ve açık kooperatifler, taşıdıkları potansiyeller sebebiyle, kamucu ve sosyalist bir dönüşüm içinde önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatı, yerel yönetimler ve belediyelerin yaşayabilecekleri mali ve politik kısıtlardan kurtarmanın önemli bir yolu da kamu-platform kooperatifleri işbirliğini, merkezi hükümetin fonladığı ve yerel yönetimlerin uygulamaya geçirdiği bir politik proje olarak ele almak faydalı olacaktır. Keza, platform teknolojilerinin hem maliyetleri azaltıp hem de demokratik katılımı ve denetimi arttıracak kapasitesi vardır. Böylece, platform kooperatifleri, ülke genelinde yaygın ve etkin bir şekilde yayılabilir, demokratik olarak veri tabanlarını genişletip platformları çok daha etkili hale getirebilirler. Böylesi bir politika dizaynı ve vizyon, platform kapitalizmine etik bir alternatif olmakla kalmaz, iktidarı hedefleyen ve dönüştürü bir politik alan da açar. Hem platform kapitalizminin ve gig ekonomisinin geleceğinin yönüne hem de politik olarak sol ve sosyalist hareketin, yükselen aşırı sağa karşı politika üretmesinde, bu tarz bir vizyon faydalı olacaktır.

[1] Copyleft, kapitalist şirketlerin rekabeti engellemek ve kâr etmek için kullandığı Copyright lisansların aksine kooperatiflerin ürettiği yazılım ve lisansların diğer kooperatifler tarafından ücretsiz şekilde kullanılabileceği ama kapitalist firmaların sadece belli bir ücret karşılığı kiralayabileceği lisanslar anlamına gelmektedir.

[2] Kent İnovasyon Vakfı, ekonomik kalkınmayı planlamak üzere Bologna şehri ve Bologna Üniversitesi tarafından kurulmuş bağımsız bir kuruluştur (bknz: https://www.fondazioneinnovazioneurbana.it/en/about-us).

KAYNAKLAR

Bauwens, M., & Kostakis, V. (2016a). Why platform co-ops should be open co-ops. In T. Scholz & N. Schneider (Eds.), Ours to hack and to own: The rise of platform cooperativism, a new vision for the future of work and a fairer internet (pp. 163–166). OR Books.

Bauwens, M., & Kostakis, V. (2016b). Peer-to-peer: A new opportunity for the left. ROAR Magazine. Retrieved December 11, 2023, from https://roarmag.org/essays/peer-to-peer-bauwens-kostakis/

Kasparian, D. (2022). The local implementation of platform co-ops in Argentina. Platform Cooperativism Consortium. https://ia601603.us.archive.org/25/items/denise-kasparian-march-8/Denise%20KasparianMarch8.pdf

Milburn, K., & Russell, B. (2021). Public-common partnerships, autogestion, and the right to the city. In A. Exner, S. Kumnig, & S. Hochleithner (Eds.), Capitalism and the commons: Just commons in the era of multiple crises (pp. 135–150). Routledge.

Muldoon, J. (2022). Platform socialism: How to reclaim our digital future from big tech. Pluto Press.

Olcan, A. (2023, September 6). Patronsuz Kuryeler: Sürdürülebilir pedal ekonomisi. https://kompleks.org/fasikul/gig/bolum-3/patronsuz-kuryeler-surdurulebilir-pedal-ekonomisi/

Papadimitropoulos, V., & Malamidis, H. (2023). Prefiguring the counter-hegemony of open cooperativism: The case of Open Food Network. Journal of Rural Studies, 101, 103067. https://doi.org/10.1016/j.jrurstud.2023.103067

Scholz, T., Mannan, M., Pentzien, J., & Plotkin, H. (2021). Policy recommendations to support cooperative ownership in the digital economy. Platform Cooperativism Consortium. https://ia804605.us.archive.org/20/items/policy-paper-dec-6/Policy%20Paper%20%28Dec%206.2%29.pdf

Shute, L. L. (2020, September 28). Small farmers, let’s go big together. Farm Generations Cooperative. https://medium.com/farm-generations-cooperative/small-farmers-lets-go-big-together-d49de8687775

Vidal, V. (2022). Turning Fairbnb coop into a multi-stakeholder cooperative. Platform Cooperativism Consortium. https://ia802504.us.archive.org/31/items/vera-vidal/Vera%20Vidal%20%28Mar%2014%29.pdf

Paylaş

İÇİNDEKİLER

FASİKÜL 1: GİG EKONOMİSİ
Kompleks'in ilk fasikülünde gig ekonomisini derinlemesine inceliyoruz. Tarihsel süreçten kapsadığı iş kollarına; ekonomi-politiğinden işçi portelerine, güvencesiz çalışmanın yansıdığı güncel alanlara odaklanıyoruz.
BÖLÜM 1
GİG EKONOMİSİ 101
BÖLÜM 2
BUGÜNE YANSIMALARI
BÖLÜM 3
İNSANA YANSIMALARI
BÖLÜM 4
KÜLTÜRE YANSIMALARI
BÖLÜM 5
GELECEK

KOMPLEKS BÜLTENİNİ TAKİBE ALIN!​