BÖLÜM 2
BUGÜNE YANSIMALARI

İnternet Tabanlı Platform Emeği ve

TOPLUMSAL CİNSİYET

BÖLÜM 2
BUGÜNE YANSIMALARI

İnternet Tabanlı Platform Emeği ve

TOPLUMSAL CİNSİYET

Tasarım: Ege GENÇKAN

Toplumsal önyargılar ve tarihsel sebepler yüzünden standart işgücünde kendisine yer bulamayan kadınlar için evden çalışmayı mümkün kılan bu işler bir fırsat olarak algılanıyor. Bu bir noktaya kadar doğru olmakla birlikte, yapılan araştırmalar bu iş fırsatının geleneksel emek ekonomilerine nüfuz etmiş derin yapısal eşitsizliklerden payını aldığını da gösteriyor. Buna göre platform ekonomisi söz konusu cinsiyet tabanlı eşitsizlikleri devam ettirmekle kalmıyor, pekişmesine katkıda da bulunuyor.

Dijital platformların çoğalması, daha çok ülkede ve çok çeşitli sektörlerle uyum sağlaması sonucu bu alanlarda ihtiyaç duyulan ve istihdam edilen işgücü de aynı oranda artış gösteriyor. Bu yeni iş tipinin bu kadar popülerleşmesinde uzaktan ve esnek saatlerde çalışmayı mümkün kılmasının etkisi büyük. Özellikle kadınlar ve toplumun diğer dezavantajlı grupları, ofise gitmelerini gerektirmeyecek, evlerinden yahut farklı mekanlardan yapılabilen bu işlere ilgi gösteriyor.

Kısaca arz ve talebin, bir algoritma kullanılarak çevrimiçi bir platform aracılığıyla eşleştirilmesi olarak tanımlanabilecek platform işleri; internet tabanlı platform işleri ve konum tabanlı platform işleri olarak ikiye ayrılıyor. Her iki sürece dahil üç taraf bulunuyor: İş talep eden müşteri, algoritmayı yöneten çevrimiçi platform ve platform üzerinden talep edilen işi yapan kişi. Yazının birinci bölümünde odaklandığımız, aynı zamanda “gig” işleri olarak da bilinen konum tabanlı platform işleri, kuryelik, ev temizliği, hasta veya çocuk bakımı yahut sürücülük gibi, işi yapacak kişinin sabit bir mekanda durmayıp farklı mekanlara gitmesini gerekli kılan işler olarak gruplanıyor. Bu bölümde inceleyeceğimiz internet tabanlı veya çevrimiçi platform işleri ise uzaktan, bilgisayar vasıtasıyla internet üzerinden yapılan (freelance yazarlık, çevirmenlik, yazılım, habercilik, içerik hazırlama, grafik tasarım vb.) işleri kapsıyor. 

Evden çıkmayı gerektirmeyen, esnek saatlerde çalışma şansı veren çevrimiçi platform işlerinin kadınlar tarafından, kuryelik, sürücülük gibi zor saatlerde dışarıda olmayı gerektiren konum tabanlı platform işlerine nazaran, daha çok tercih edildiği biliniyor. Bunun açık ve örtük birçok sebebi var: Örneğin çoğu zaman evdeki çocuk, yaşlı veya hasta bireylerin bakımını üstlenmek zorunda kalan kadınlar, bir yandan bu işleri de yapabilmek için evden çalışmayı elverişli görebiliyor. Toplumsal önyargılar ve tarihsel sebepler yüzünden standart işgücünde kendisine yer bulamayan kadınlar için evden çalışmayı mümkün kılan bu işler bir fırsat olarak algılanıyor. Bu kesinlikle bir dereceye kadar doğru olmakla birlikte, yapılan araştırmalar bu iş fırsatının geleneksel emek ekonomilerine nüfuz etmiş derin yapısal eşitsizliklerden payını aldığını da gösteriyor. Buna göre platform ekonomisi söz konusu cinsiyet tabanlı eşitsizlikleri devam ettirmekle kalmıyor, pekişmesine katkıda da bulunuyor. 

Esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışabilme gibi ilk bakışta çekici görünen bazı taraflarının yanı sıra çevrimiçi platform işleri beraberinde birtakım sorunlar da getiriyor. Bunların başında kadınlara çalışma fırsatı verir gibi görünmesine rağmen güvencesiz çalışma koşulları ve tarihsel cinsiyetçi normlara yaslanması ile aslen toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıkları sürdürmesi ve hatta derinleştirmesi bulunuyor. Bu formatın çalışanların birbirlerine ve işe yabancılaşmalarını hızlandıracak şekilde tasarlanmış olması, örgütlenmeyi ve çalışanlar arasında kurulacak herhangi bir dayanışmayı ve iletişimi de zorlaştırıyor. 

Ayrıca bu iş formatı belki sabah 9 akşam 5 gibi sabit bir zaman diliminde çalışmayı zorunlu kılmıyor ve kişinin kendi evinde iş saatlerini kendisinin ayarlamasına izin veriyor; ancak bilgisayar, internet, yemek, elektrik gibi normalde ofislerin sağladığı kaynakları da yine kişinin kendisinin karşılamasını beklemesiyle çalışanlarına hem ekonomik hem de sosyal fazladan masraf çıkarıyor. Bunun yanı sıra iş kalite kontrolü kılıfı altında çalışanların devamlı bir gözetime tabi tutulması da söz konusu. Çoğu insan müşterilerin veya bir yapay zekanın yaptığı puanlamalar yüzünden işlerini sorgusuz sualsiz ve her an kaybetme riski altında çalışıyor.(1) Evden çalışanlar arasında kadınların çoğunlukta olduğu düşünülürse, en kırılgan işgücünün yine kadınlardan oluştuğu görülüyor.

Evden çalışmak cinsiyet rollerini nasıl pekiştiriyor?

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) bir raporuna göre, 2010 ila 2020 arasında dijital emek platformlarının sayısı beşe katlanmış durumda.(2) Bu hızlı artış karşısında birçok ülkenin hükümeti de algoritmik yönetim ve sosyal koruma gibi konularda yasal düzenlemeler üzerine çalışmaya hız vermiş bulunuyor.(3) Ancak platform tabanlı işlere olan yoğun ilginin yarattığı birtakım haberler ve araştırmalar gibi bazı istisnalar dışında, platform ekonomisinde var olan toplumsal cinsiyet dinamikleri ve kadınların farklı platformlardaki deneyimleri hakkında bilgi eksikliği devam ediyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 100 ülkeden çevrimiçi çalışma platformlarında çalışan yaklaşık 3.000 kişiyle yaptığı görüşmelerle şekillenen 2021 tarihli araştırması dijital platformların iş dünyasını nasıl dönüştürdüğünü raporluyor.(4) Raporda toplumsal cinsiyete dair de epey dikkat çekici bulgular yer alıyor. Rapora göre, kadınların çevrimiçi platformlarda çalışmaya daha yatkın olması, bu işlerin ev ve bakım sorumluluklarını yerine getirmelerine ve hane gelirlerini tamamlamalarına olanak tanıyan esnekliğiyle yakından ilgili. Ancak bu motive edici faktör, aynı zamanda hem yerel klasik işgücü piyasalarında ve genel olarak toplumda halihazırda var olan sorunları da ifşa ediyor, hem de bu sorunları derinleştiriyor. 

Çevrimiçi platform işi yapan kadınlar iş esnasında kendi ihtiyaçlarının yanında, yaşadıkları evin ve ev nüfusunun bakımını da üstlenmek zorunda olmaları nedeniyle, bu işin bağımsızlıklarına veya özgürlüklerine bir katkısı olduğunu söylemek zor. Çoğu zaman ev içi emek ve çevrimiçi platform emeği birleşiyor ve kadının evdeki iş yükünü arttırıp, evi de resmen bir işyeri haline getiriyor. Bu durum en çok, kreşlerin ve okulların kapandığı, çalışan annelerin işlerini evden yapmak zorunda kaldığı pandemi döneminde, birdenbire evin gündelik temizlik, yemek vs gibi rutinlerinin yanında çocuklarının da eğitimini üstlenmek zorunda kalmalarıyla görünür olmuştu.(5) Aynı evde yaşayan babalar da aslında uzaktan çalışmaya geçmiş olmasına rağmen, çocuk bakımı ve ev işleri “doğal” bir şekilde, hiç sorgulanmadan, kadın üzerine kalmıştı.

Aynı araştırma bu platformların içerdiği yeni teknolojinin getirdiği sınıfsal ayrımcılıklara da ışık tutuyor. Şehirlerde yaşayan eğitimli kadınlar teknolojiye olan aşinalıkları sebebiyle bu işlerde daha çok yer bulup görünür olurken kırsal bölgelerde yaşayan kadınlar için bu alanlar yine girilmez olmayı sürdürüyor. Teknolojinin çoğu zaman erkeklerin ihtiyaçları gözetilerek geliştirilmiş olması ve bu gibi kemikleşmiş tarihsel ve toplumsal engeller ve söylemler de kadınların bu iş alanında yaşadığı zorluklara katkıda bulunuyor. 

Araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan kadınlar, gelişmiş sayılan ülkelerde yaşayan kadınlara nazaran daha çok evde çalışmayı tercih ediyor / çalışmaya mecbur kalıyor (bkz. Şekil 1). Bu da kadınların özel alanlara sıkışmışlığına dair başka önemli bir veri ve rapora göre, kadınların ev içi bakım ve sorumluluklarına ilişkin kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rollerinin ve beklentilerinin yaygınlığını ortaya koyuyor. Kadınlardan “doğal olarak” beklenen bu ev içi ücretsiz emek talebinin yaygınlığı, yüksek eğitimli kadınların da evden çalışma kararlarında önemli bir rol oynuyor. Kadınlar böylelikle daha yüksek konumlarda yönetici olarak çalışma fırsatlarından da uzak bırakılıyor ve mikro-görev olarak anılan, parçalanmış ve kısa süreli işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bir yandan da “kendi zamanını denetleme” özgürlüğü kılıfı altında, aslen toplumsal cinsiyetçi rolleri bir kere daha üstlenmek zorunda bırakılarak bu cinsiyetçi ayrımcılıkların yeni iş tiplerine de sızması sağlanmış oluyor.

Evden çalışan kadınların üzerlerine yüklenen ev içi sorumlulukları, ev ve çocuk bakımı (yaşam) ve iş arasında dengeyi sağlamak adına onları çoğu zaman akşam veya gece çalışmayı seçmek zorunda bırakıyor. ILO araştırma bulguları, çevrimiçi platformlarda mikro işler yapan kadınların yaklaşık yüzde 78’inin akşam veya gece çalıştığını ve bu oranların gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre bunun sebebi, platformda yer alan müşterilerin çoğunun Küresel Kuzey’de yer alan ülkelerde olması ve mikro işlerin bu coğrafyaların zaman dilimlerinde iş saatleri dahilinde teslim edilmesini gerekli kılması. Akşam saatlerinde çalışmak, kadınların emeğinin görünmez kalmasına da katkıda bulunuyor.

ILO’nun araştırmasında görüşülen platform işçisi kadınların neredeyse dörtte birinin 6 yaşından küçük çocuk sahibi olması ve çocuk bakımının yüksek maliyetli ve kreşlere erişimin sınırlı olması da kadınların geleneksel işgücü piyasasında düzenli işlere girmesinin nasıl engellediğinin ve dolayısıyla geçici platform işlerinde sayılarının erkeklere nazaran daha yüksek olmasının diğer sebepleri arasında olduğunu ortaya koyuyor. Velhasıl çevrimiçi platformları aracılığıyla çalışmak, kadınların toplumsal yeniden üretimdeki rollerini yeni yollarla pekiştirip sürdürüyor ve aynı zamanda geç saatlerde çalışma arkadaşlarıyla herhangi bir iletişimden yoksun şartlar altında çalışmak zorunda olmaları, kadın işçileri iş yerinde kurulabilecek sosyal ilişkilerden uzaklaştırıyor ve böylece herhangi bir haksızlık karşısında örgütlenmelerini de engelliyor.

Arjantin’de yapılan bir araştırmaya3 göre güncel istihdamda kadın katılımı neredeyse hiçbir yükselme kaydetmemişken, şu anda kadınlar, uygulama tabanlı kuryeler veya sürücüler (Uber vs.) olarak çalışan tüm platform çalışanlarının yaklaşık beşte birini oluşturuyor. Araştırmaya göre kadınların konum tabanlı platform işlerine yönelmesinin üç sebebi var: İlk olarak, yüz yüze olmayan işe alma mekanizmaları kadınlara güzellik, kilo, ırk ve eğitim gibi konularda doğrudan ayrımcılık yapılmasını önleyebiliyor. Kadın işçiler, toplumsal açıdan erkekleştirilmiş mesleklere girerken karşılaşabilecekleri ayrımcılığın, doğrudan etkileşim gerektirmeyen ve genellikle belirli çevrimiçi gerekliliklerin yerine getirilmesiyle sınırlı olan bir işe giriş mekanizmasıyla etkisiz hale gelebildiğine dikkat çekiyor. İkinci olarak kadın işçiler, platform ekonomisinin toplumsal olarak kendilerine yüklenen ev içindeki ücretsiz bakım sorumluluğu ile ücretli emeği birleştirmeye izin verecek zamansal bir esneklik sunduğuna vurgu yapıyor. Üçüncü ve son olarak ise yerel işgücü bağlamının da önemli bir rol oynadığı belirtiliyor. Bu araştırma özelinde Arjantin’de özellikle pandemiden sonra kötüleşen işsizlik ortamından erkeklere nazaran daha çok etkilenen kadınlar platformların sunduğu yeni iş fırsatlarına yönelmiş görünüyor.

(Şekil 1): Araştırmaya göre, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan kadınlar, gelişmiş sayılan ülkelerde yaşayan kadınlara nazaran daha çok evde çalışmayı tercih ediyor / çalışmaya mecbur kalıyor.

No Data Found

Çevrimiçi platform çalışanları genel olarak yüksek eğitimli ve yüzde 60’tan fazlası lisans veya lisansüstü derecelere sahip. Platform işi yapan kadınlar arasında, gelişmekte olan ülkelerde yaşayanların gelişmiş ekonomilerde çalışan kadınlara (yüzde 61) kıyasla daha yüksek eğitimli (yüzde 80) olduğu görülüyor (bkz. Şekil 2).

a) EĞİTİM DURUMU

No Data Found

a) EĞİTİM ALANI

No Data Found

Araştırmanın gösterdiğine göre bu eğitimli kadınlar STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve tıp) alanında uzman (bkz. Şekil 2b). Yine aynı araştırmaya göre hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ekonomilerde erkekler mühendislik ve bilgi teknolojisi (BT) alanlarında eğitimliyken, kadınların biraz daha yüksek bir oranı tıp ve doğa bilimleri alanında eğitim görmüş. Geleneksel iş ekonomisinde revaçta olan bu alanlarda eğitim görmüş kadınların platform tabanlı işlerde erkeklere kıyasla daha fazla görünmesi, kadınların popüler mesleklere sahip olmaları durumunda bile geleneksel ekonomide iş bulma şanslarının erkekler karşısında düşük olmasının bir göstergesi şeklinde yorumlanıyor. Bir yandan da bu hem eğitimli hem eğitimsiz kadınların kamusal alanlara girişini engelleyen ev ve çocuk bakımı sorumluluğunu üstlenmelerinin de bir göstergesi olarak okunabilir.

Aynı zamanda platform işlerinin kısa süreli, tekrara dayalı ve çoğu zaman geçici olması, eğitimli kadınların birikim ve eğitimlerini yeterince kullanamamalarına da yol açıyor.

Platform tabanlı işlerin cinsiyet eşitsizliklerine çare olduğu / olacağı varsayımı doğru görünmüyor. Zira kadınlar, çevrimiçindeki işgücüne katılımlarında / katılım çabalarında da geleneksel istihdamda yaşadıkları sorunları farklı şekillerde deneyimliyor. Araştırmalar, gelişmekte olan ülkelerde her on işçiden yalnızca ikisinin kadın olduğunu gösteriyor.

Cinsiyet ve ülke gelişimine göre çevrimiçi serbest çalışma platformlarında saatlik ortalama kazanç

Tüm çalışanlar

No Data Found

Gelişmiş Ülkeler

No Data Found

Gelişmekte Olan Ülkeler

No Data Found

Kaynak: ILO global surveys of workers on freelance platforms (2019-20)

Peki ne yapılabilir?

Araştırmalar, internet tabanlı platform işlerinin istihdam yarattığını ortaya koymakla birlikte cinsiyetçi engellerin yerli yerinde durduğunu, hatta bazı durumlarda bu engellere yenilerinin eklendiğini de açıkça gösteriyor. Platform işlerinde çalışan kadınlar güvencesiz çalışmaya ek olarak, çocuk ve ev işi bakımına dair herhangi bir yardım (doğum izni vb.) almadıkları gibi sendikalaşmanın az olması (yüzde 1)[6] gerçeğinden de doğrudan etkileniyor. Hak temelli sosyalleşme de, işbölümünün çalışanların birbirleriyle etkileşime geçmesini engelleyecek derecede parça parça ve kısa süreli olması yüzünden mümkün olamıyor.

İnternet üzerinden yapılan platform işlerinin evrensel çalışma standartlarına uygun bir şekilde düzenlenmesinin önündeki en büyük engel; işlerin merkezinin işin yapıldığı yerden farklı bir coğrafyada olması sonucu su yüzüne çıkan yasal uyuşmazlıklar. Örneğin çeviri, tasarım vb. çoğu internet tabanlı işin merkezi çoğunlukla Avrupa veya ABD’de yer alıyor ve işyerlerinin bu konumu, özellikle AB’ye üye olmayan ülkelerde yaşayan çalışanlar için büyük uyuşmazlıklara sebep oluyor veya yasal düzenleme farklılıkları yüzünden eş işi yapan Avrupa vatandaşı bir çalışan karşısında haklar açısından dezavantajlı duruma düşürebiliyor. Bu durum, kalkınmakta olan ülkelerde ikamet eden kadınları bir de ucuz işçi konumuna yerleştiriyor. Resmi tatil günleri ve teslimat saatleri gibi zamansal uyuşmazlıklar da, evden çalışan kadınların iş-yaşam dengesini kurmalarını zorlaştıran diğer etkenler olarak karşımıza çıkıyor. 

Uluslararası Çalışma Örgütü, işçilerin istihdam durumunun doğru bir şekilde sınıflandırılmasının ve ulusal sınıflandırma sistemlerine uygun olmasının sağlanmasının elzem olduğunu belirtirken, çalışanlar için algoritmaların şeffaflığı ve hesap verebilirliğinin sağlanması gerektiğinin de altını çiziyor. Üzerinde çalışılması gereken diğer başlıklar ise; tüm platform çalışanları için yeterli sosyal güvenlik hakkı, farklı coğrafyalar arasında ücret koruması, adil ödemeler ve çalışma süresi standartlarının sağlanması olarak listeleniyor.

Hindistan ve Güney Afrika özelinde yapılan bir araştırma ise platform işlerinde cinsiyetçiliğin önüne geçebilmek için yapılacakların, politikacıların (yerel, ulusal ve uluslararası), işçi kooperatiflerinin ve bu tür kooperatif girişimlerini destekleyen sivil toplum kuruluşlarının ortak görevi olduğunu nasihat ediyor. Bu araştırmaya göre:

  • İşçilerin hakları için örgütlenebilmesi ve harekete geçebilmesi; sürdürülebilir / uygulanabilir bir geçim kaynağı için elzemdir. İşçi kooperatifleri ve kolektif işletmeler, işçileri insana yakışır iş ve sosyal korumayla ilişkilendiren, bilgi ve teknoloji transferlerini kolaylaştıran ve işçilere karar verme yetkileri veren araçlar olarak hareket etmelidir.
  • Kadınların sahip olduğu kooperatiflere ve kolektiflere yapılan yatırımlar, bu küçük işletmelerin büyümesini sağlayabilir. İşçilerin kendilerinin sahip olduğu kolektifler sözleşmeli olarak bu platformlara kaydolabilirler ve böylece pazarlık güçlerini arttırabilir ve işçi gereksinimlerini karşılayacak özelliklerin geliştirilmesine dikkat çekebilirler.
  • Dijital okuryazarlık programları aracılığıyla teknolojilere erişim, internete erişim ve teknolojinin verimli kullanımında kapasite geliştirme dahil olmak üzere cinsiyetçi olmayan bir dijital kapsayıcılığa ihtiyaç vardır.
  • Kadınların sahip olduğu işletmelerin güçlü yerel ekonomiler yaratma, ülke ekonomisine katkı sağlama ve eşitsizlikleri azaltmadaki rolüne ilişkin araştırma ve kanıt oluşturmak gereklidir.
  • Platformların tasarımı ve uygulanmasında kadın çalışanların deneyim ve ihtiyaçları da göz önünde bulundurulmalı ve bunu sağlayacak karar mekanizma ve alanlarındaki sesleri ve temsilleri öncelenmelidir.

KAYNAKLAR

1) “‘What are the options?’: a new film on the toll of the gig economy”
https://www.theguardian.com/film/2021/sep/28/the-gig-is-up-documentary-gig-workers-economy

2) World Employment and Social Outlook 2021: The role of digital labour platforms in transforming the world of work.

3) “Experiences of women on online labour platforms: insights from global surveys”, Global Perspectives on Women, Work and Digital Labour Platforms içinde, 2022.

4) “Experiences of women on online labour platforms: insights from global surveys”, Global Perspectives on Women, Work and Digital Labour Platforms içinde, 2022.

5)  “Women’s Rights and the COVID-19 Pandemic”
https://www.coe.int/en/web/genderequality/women-s-rights-and-covid-19

6) “Experiences of women on online labour platforms: insights from global surveys”, Global Perspectives on Women, Work and Digital Labour Platforms içinde, 2022.

7) Domestic work and platformisation in India and South Africa: a look at enablers and barriers”, Global Perspectives on Women, Work and Digital Labour Platforms içinde, 2022.

Paylaş

İÇİNDEKİLER

FASİKÜL 1: GİG EKONOMİSİ
Kompleks'in ilk fasikülünde gig ekonomisini derinlemesine inceliyoruz. Tarihsel süreçten kapsadığı iş kollarına; ekonomi-politiğinden işçi portelerine, güvencesiz çalışmanın yansıdığı güncel alanlara odaklanıyoruz.
BÖLÜM 1
GİG EKONOMİSİ 101
BÖLÜM 2
BUGÜNE YANSIMALARI
BÖLÜM 3
İNSANA YANSIMALARI
BÖLÜM 4
KÜLTÜRE YANSIMALARI
BÖLÜM 5
GELECEK

KOMPLEKS BÜLTENİNİ TAKİBE ALIN!​